Hanefi mezhebine göre, darü'l-İslam, darü'l-Harb'e dönüşebilir.
      Yalnız Hanefi alimleri dönüş şartlarında ihtilaf
      etmişlerdir:
      İmameyne göre bir İslam ülkesine küfür düzeni hakim olduğu
      takdirde darü'l-harbe döner. İmam-ı A'zam'a göre, bir
      İslam ülkesinin darü'l-harbe dönüşmesi için üç şart
      vardır: üçü bir arada bulunduklarında (Allah korusun) o
      vasıf ile vasıflanır (darü'l-harbe dönüşür). Bu
      şartlar şunlardır:
      
        1- darü'l-Harb ile bitişik olması,
        2- İçinde İslam ahkamının tatbik edilmemesi,
        3- Ahalisinin emniyet ve güvenliklerinin kalmaması.
      
      Cuma ve bayram namazlarının hükmü hiç bir mezhebe göre değişmez.
      Yani, mesela: Cuma namazının bir takım şartları
      vardır o şartları vardır o şartlar
      oluşduktan sonra, onun farziyeti terettüp eder. Yer ister darü'l-İslam
      olsun, ister darü'l-Harb olsun, hiç faark etmez. Şafii mezhebinde
      cuma böyle olduğu gibi, her şey böyledir. Yani hiç bir
      hüküm değişmez. Ama Hanefi mezhebine göre bazı hükümler
      değişir: bunlar şunlardır:
      
        1- Darü'l-Harpte içki, zina, hırsızlık gibi haddi
        gerektiren bir günah veya kısası gerektiren bir katil
        cinayeti işleyen bir kimse, darü'l-İslam'a döndüğünde,
        Şafii'ye göre ceza ne ise uygulanacaktır. Hanefi mezhebinde
        ise uygulanmayacaktır.
        2- Bir kimse darü'l-harpte ribevi (faizli) bir akitte bulunsa,
        İmam-ı Ebu Hanefi ve Muhammed'e göre caizdir.
        İmam-ı Şafii ile Ebu Yusuf'a göre caiz değildir
        (Beda'iu's Sana'i).
        3- Bir kimse müslüman olup darü'l-Harpten çıkarak İslam
        diyarına hicret ederse, zevcesi orada kaldığı
        takdirde, Hanefi'ye göre boşanır; Şafii'ye göre ise boşanmaz.
        4- Bir kimse darü'l-Harpte müslüman olur, mal ve servetini bırakarak
        İslam diyarına hicret eder; bilahare, müslümanlar
        darü'l-Harp olan o ülkeyi istila ederek malınıalsalar.
        Hanefi'ye göre malı ganimet olur. Şafii'ye göre ise malı
        ma'sundur; kendisine iade etmeleri gerekir.
        5- Bir kimse darü'l-Harpte müslüman olur ve orada kalırsa bir
        müslim bir zimmi tarafından kasden öldürülürse, Şafii'ye
        göre kısas gerekir, Hanefi mezhebinde ise günahkar da olsa kısas
        gerekmez.
        6- Kafirler müslümanlara karşı harp ilan edip
        mallarını ganimet olarak alsalar; sonra müslümanlar
        güçlenip o ganimeti tekrar geri elde etseler, Hanefi mezhebine göre
        dağıtacaktır. Şafii'ye göre sahiplerine iade
        edilecektir (Te'sisu'n Nezar).