İslâm dini, birtakım hayvanların etini helâl kılarken,
        bazı hayvan çeşitlerinin etlerini yemeyi de
        yasaklamıştır. Kur'an-ı Kerîm'de ve Hz.
        Peygamber'in sünnetinde bu konu ile ilgili hükümler yeralmış,
        fakihlerin görüşleri de buna ilâve edilmiştir.
        Cenâb-ı Hak, şöyle buyurur: "Ey Muhammed, de ki:
        Bana vahyolunanlar arasında, yiyen kimseye haram
        kılınmış bir şey bulamıyorum. Yalnız
        murdar ölmüş hayvan eti veya akmış kan yahut domuz eti
        ki, bu, şüphesiz pistir; yahut Allah 'dan başkası
        adına bir fısk olarak boğazlanan hayvan müstesnadır.
        Ancak kim darda kalırsa, aşırı gitmemek ve zarûret
        miktarını aşmamak şartıyla yiyebilir"
        (el-En'âm, 6/145).
        "O, onlara temiz ve güzel şeyleri helâl kılıyor,
        murdar şeyleri ise haram kılıyor " (el-A 'râf,
        7/157) .
        Ebû Hureyre'den nakledildiğine göre Allah elçisi şöyle
        buyurmuştur: "Azı dişi olan her
        yırtıcı hayvanın yenilmesi haramdır" (Müslim
        Sayd, 1 5, 16; Ebû Dâvûd, At'ime, 32; Tirmizî, Sayd, 9, 11).
        İbn Abbâs'ın rivâyetinde bu hadisin devamı şöyledir-
        ''... Ve pençesi ile avlanan her kuş haramdır" (İbn
        Hacer el-Askalâni, Bulûğü'l-Merâm, Terc. A. Davudoğlu,
        IV/158).
        Bu duruma göre kara hayvanlarından koyun, keçi, sığır,
        manda ve deve gibi hayvanların her cinsi ile zebranın eti
        yenir. Tavuk, horoz, hindi, kaz ve ördek eti de yenir. Bunlardan pislik
        yiyenler üç gün hapsedildikten sonra yenilebilirler. Böylece etleri
        temizlenmiş olur. Ehlî olmayan, tırnak ve pençeleri ile avını
        parçalamayan, leş ve necâsetle beslenmeyen bütün kuş çeşitleri
        yenir.
        Suda yaşayanlardan balık sınıfına giren
        denizdeki bütün canlıların eti yenir. Bunlarda
        akıcı kan olmadığı için boğazlama
        işlemi gerekmez. Şâfiî ve Mâlikîlere göre balık sûretinde
        olmasa bile bütün deniz canlıları; Hanbelîler'e göre yılan
        balığı dışındakiler yenir.
        Ölüp ölmediği bilinmeyen bir hayvan
        boğazlandığında hareket ederse veya kan çıkarsa
        eti yenir. Aksi halde yenmez. Pislikle beslenen ehlî hayvanlardan tavuk
        cinsi üç gün, deve kırk gün, sığır otuz gün,
        koyun-keçi yedi gün bekletildikten sonra kesilip yenilebilir (İbn
        Hacer el-Askalâni, Bulûğul-Merâm, IV/158-166; İbrahim
        el-Halebî, Mülteka'l-Ebhur Terç. M. Uysal, IV/124-125).
        Cenâb-ı Allah, "Eğer Allah'ın ayetlerine
        inanıyorsanız; üzerine Allah'ın ismi anılanlardan
        yeyin" (el-En'âm, 6/1 16); aynı sûrenin 121. ayetinde de,
        "Üzerlerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin;
        çünkü bu, muhakkak ki bir fısktır" buyurmaktadır.
        Ayetlerdeki ifade oldukça açıktır. Etin yenebilmesi için
        hayvanın etinin yenilen cinsten olması, kesim işinin
        İslâm'a uygun yapılması, hayvanı da müslümanın
        kesmesi gerekmektedir.
        Bilerek üzerine Allah adı anılmadan kesilen hayvanın
        eti yenmez. İmâm Şâfiî'ye göre kesim sırasında
        besmele çekmek müstehabdır. İmâm Mâlik, İmâm Ahmed
        ve İmâm A'zam'a göre ise besmele unutularak kesilen hayvanın
        eti yenir. Bu durumda et yenirken besmele çekilir.
        Hz. Ali (r.a.)'tan rivâyet edilen bir hadiste, Hz. Âişe
        (r.anha), Hz. Peygamber (s.a.s.)'e şöyle soruyor:
        "Ey Allah'ın Resulu, bazı kabilelerden bize et
        getiriliyor. Üzerine Allah'ın adının anılıp
        anılmadığını bilmiyoruz."
        Allah Resulu de, ''Siz besmele çekin ve yeyin'' buyuruyorlar.
        "Üzerine Allah adı anılsın, anılmasın
        müslümanın boğazladığı helâldir"
        şeklindeki hadis mürsel'dir; senedinde kopukluk vardır. Sahâbe
        atlanılmıştır; Hadis, tâbiîn tarafından Allah
        Resulune ulaştırılmaktadır (Ayrıca bk. Buhâri,
        Zebâih, 8; Tirmizî, Tahâre, 20; Ebû Dâvûd, Tahâre, 48).