eXTReMe Tracker

TAMBUR,DU VE KEMENÇE GİBİ ÇALGI ALETLERININ HÜKMÜ NEDIR,BUNLARI KULLANMAK DINEN CAİZ MİDİR?

İslam dinine göre düğün ve sünnet gibi sevinçli hallerde ihtila –erkek kadın beraberliği- olmamak şartıyla oynamak, kaval ve kudum gibi aletler kullanılarak sevinç izhar etmekte bir mahzur yoktur.Sevinmek fıtri bir şeydir. İnsanoğlu sevincini gösterip, sıkıntılarını geriye ittiği bu tür zamanlara ihtiyaç gösterir.

Resulüllah (sav) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadırlar: "Helal ile haramı birbirinden ayıranşey kudum çalmaktadır" (Tirmizi).

İmam Rafii "El-Azız" adındaki kitabında şöyle diyor: Kaval çalınıp çalınmayacağıyla ilgili iki görüş vardır. Bunlardan birisi Bağaviye aittir ve kavalın haram olduğunu söyler, diğer de İmam Gazali'ye aittir ki o da kaval çalınmanın helal olduğunu belirtir. Bu iki görüşten Gazalinin ki daha doğrudur" (Kef el-Rüaa).

İbn Hacer ve Kurtubi gibi alimler ise, tambur ve kemençe gibi fasık, ayyaş ve sefihlerin kullandığı çalgı aletlerini kullanmanın ve dinlemenin icma ile haram olduğu görüşünü ileri sürüyorlar (Kef el-Rüaa).

Ebu İshak El-Şirazı de bu hususda şunları söylüyor: "Du ve tambur gibi çalgıları çalmak haramdır." Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Allah Teala ümmetime içkiyi, kumarı ve darıdan yapılan içki ile davul ve tamburu yasaklamıştır."

Resulüllah (sav) bir başka hadislerinde de şöyle buyurmaktadırlar: "İçki içip davul ve çalgı aletlerini kullanmak yüzünden ümmetimin bir kısmı mesholunacaktır."

Demek oluyor ki, insanın, şehvet ve arzularını tahrik etmeyen aksine hüzün ve benzeri duygulara yol açan aletleri çalması ve dinlemesi caizdir. Ancak yukarda da ifade ettiğimiz gibi insanın şehvet arzularını tahrik eden ve müslümanı sefih ve ayyaşlara yaklaştıran ve daha çok bu tip insanlar tarafından kullanılan alet ve çalgıları kullanmak haramdır. Bu konudaki delil ise Resulüllah'ın bazı hadisleri ve icmaı ümmettir. Bu konuda alimler ittifak halindedirler. İbn Hazm ve İbn Tahir'den başka bu görüşe muhalefet eden olmamıştır. Bunların da sözlerine güvenilmez. İbn Hazm Zahiri ve ölçüsüzdür. İbn Tahir ise yalancıdır.

Buna rağmen bugün bu tür yasaklara riayet edilmediği ve herkesin evine girdiği görülmektedir.