eXTReMe Tracker

Dört mezhebin çıkışı 

 

Dört mezhebin hâli, bir şehir halkının hâline benzer. Bu halk, önlerine çıkan bir işin nasıl yapılacağı kanûnda bulunmazsa, o şehrin eşrâfı, ileri gelenleri toplanıp, o işi kanûnun uygun bir maddesine benzeterek yaparlar. Ba’zan uyuşamayıp, ba’zısı devletin maksadı, beldeleri ta’mîr ve insanların râhatlığıdır der. O işi, re’y ve fikrleri ile, kanûnun bir maddesine benzetir. Bunlar, hanefî mezhebine benzer.

Ba’zıları da, devlet merkezinden gelen me’mûrların hareketlerine bakarak, o işi, onların hareketine uydurur ve devletin maksadı, böyle yapmaktır derler. Bunlar da, Mâlikî mezhebine benzer.

Ba’zıları ise kanûnun ifâdesine, yazının gidişine bakarak, o işi yapma yolunu bulur. Bunlar da, Şâfi’î mezhebi gibidir.

Bir kısmı ise, kanûnun başka maddelerini de toplayıp, birbiri ile karşılaşdırarak, bu işi doğru yapabilmek yolunu arar. Bunlar da, Hanbelî mezhebine benzer.

İşte şehrin ileri gelenlerinden her biri, bir yol bulur ve hepsi, yolunun doğru ve kanûna uygun olduğunu söyler. Kanûnun istediği ise, bu dört yoldan biri olup, diğer üçü yanlışdır. Fakat, kanûndan ayrılmaları, kanûnu tanımadıkları için, devlete karşı gelmek için olmayıp, hepsi kanûna uymak, devletin emrini yerine getirmek için çalışdıklarından, hiçbiri suçlu görülmez.

Hatta, böyle uğraştıkları için, beğenilir. Fakat, doğrusunu bulan dahâ çok beğenilip, mükâfât alır. Dört mezhebin hâli de böyledir. Allahü teâlânın istediği yol, elbette birdir. Dört mezhebin ayrıldığı bir işde, birinin doğru olup, diğer üçünün yanlış olması lâzımdır. Fakat, her mezheb imâmı, doğru yolu bulmak için uğraşdığından, yanılanlar af olur.

Hattâ sevâb kazanır. Çünkü, Peygamber efendimiz, “Ümmetime, yanıldığı ve unuttuğu için cezâ yokdur” buyurdu.

Bu ayrılıkları ba’zı işlerde olup, ibâdetlerin çoğunda, yanî Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin açık olarak bildirdikleri ahkâmda ve inanılacak şeylerde, aralarında tam birlik bulunduğundan, birbirini kötülemezler. 

 

geri    mezhep    ileri