eXTReMe Tracker

Okumak için manasını bilmek gerekmez 

 

Müslümanları Kur’an-ı kerimden uzaklaştırmak, onun bereketinden, feyzinden mahrum bırakmak için, “Manasını bilmeyen, boşuna Kur’an-ı kerim okumasın, mealini okusun,”  deniliyor.

Halbuki, asırlardır, çeşitli dildeki, ırktaki Müslümanlar Arapça bilmedikleri, ma’nâsını anlamadıkları hâlde Kur’ân-ı kerîmi okumuşlar, hadîs-i şerîflerde bildirilen faydalara, sevâblara kavuşmuşlardır. Ma’nâsını bilmeden okunmaz diyenlerin maksadı Müslümanları, bu faydalardan, sevâblardan mahrûm bırakmaktır. Hatta, okunamasını bilmese bile, Kur’an-ı kerimi evde bulundurmak çok faydalıdır.

Kur’ân-ı kerîmin nasıl okunacağını, ne maksatla okunacağını, Eshâb-ı kirâm, İslâm âlimleri, mezhep imâmlarımız asırlar önce bildirmişler ve 14 asırdır bu şekilde yapılmıştır.

Bütün bunları bir tarafa atıp, yeni usûller, yeni hükümler çıkarmaya kalkanların kötü niyetleri ortadadır. Bunları iyi niyetli zannetmek saflık olur. Bilerek veya bilmiyerek böyle bozuk fikirlere inanmak, öncülük etmek, dînin yıkılmasına yardım etmek olur.           

Kur'ân-ı kerîmi okuyup Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun îmân eden, hidâyet üzere olur. Doğru yolda bulunur. Allahü teâlâya kavuşturan doğru yolu bulur. Cehennem azâbından kurtulur.

Hatta bunun sevâbı dedelerine, çocuklarına ve torunlarına te'sir eder. Îtikâdı düzgün bir kimse Kur'ân-ı kerîmi okuyup, sâlih müslümanların yazdığı, ilmihâl kitaplarında bildirdiği üzere amel ettiği, ibâdet yaptığı taktirde büyük sevaplara kavuşur.

Meâl yazılmasının 60-70 yıllık bir geçmişi vardır. Eğer meâl okumak önemli olsaydı, İslâm âlimleri asırlar öncesinden bunu yazarlardı. İslâm âlimleri, meâl okumanın zararlarını bildikleri için, Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını, ya’nî hükümlerini, emirlerini, yasaklarını fıkıh kitaplarında herkesin anlayabileceği şekilde yazmışlar; bereketlenmek, sevâb kazanmak için de Kur’ân-ı kerîmi aslından okumayı tavsiye etmişlerdir. Müslümanlar, dinlerini bu kitaplardan öğrenmişlerdir.

Kur’an-ı kerimin ölüye de diriye de faydası vardır. İmam-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri buyurdu ki: “Kabristana girince, Fatiha, Kul-euzüler ve İhlas surelerini okuyunuz! Sevabını ölülere gönderiniz! Sevabı hepsine vasıl olur.”

Hadis-i şeriflerde  “Yanında Yasin-i şerif okunan hasta, suya doymuş olarak vefat eder ve  doymuş olarak vefat eder ve doymuş olarak kabre girer.”, “Müslüman bir hasta yanında  Yasin-i şerif okunursa, Rıdvan ismindeki melek Cennet şerbeti getirir. O kimse, suya doyuş  olarak ruhunu teslim eder. Doymuş olarak da kabre girer, suya ihtiyacı olmaz.” buyuruldu.

 

geri    mezhep    ileri