ALTINTAS BOZGUNU
Milli
Mücadeleden aci bir sayfa:
ÎSMET INÖNÜ VE
ALTINTAS BOZGUNU !
Millî
Mücadele'nin Eskisehir Kütahya muharebeleri, adca Altintas Bozgunu, üzerinde durulmasi
gereken pek mühim bir mevzudur. Ve bu müdhis bozgun, Garp Cephesi Kumandani îsmet
(înönü) Pasa'nin tamamen aleyhinedir.
Nasil
kazanildigina ve kimin kazandigina daha evvel temas ettigimiz Birinci ve îkinci Inönü
savasla'rindan sonra Yunanlilar'm umumî bir taarruzu bekleninekteydi. Yunanistan «Usak
ve Bursa grublarini, kusatici bir hareketle, meydan muharebesi sahasinda birlestirecek ve
kesin sonuç alacakti. Iki defa deneninis olan, înönü avzilerine cepheden taarruz plani
artik terkedilmisti. Bursa grubu, înönü'ye dogru taarruza geçerken, daha kuvvetli olan
Usak grubu, Afyon-Kütahya üzerinden genis bir kusatma hareketiyle Eskisehir'in, gerisine
düsecek ve Ankara yolunu kesecekti. Plan uygulanabildigi takdirde Yunan ordusunun genis
kusatma hareketi, Türk ordusunun ya toptan yok edilmesi, yahut teslim olmasiyla
sonuçlanacakti., Ayrica, Eskisehir ve Afyon gibi iki demiryolu dügüm noktasinin zapti,
Konya ve Ankara bölgelerinin birbirleriyle ve diger bölgelerle olan baglantisini
kesecekti. Bütün bu tasavvurlarin gerçeklesmesiyle Ankara hükümetinin, baris
sartlarini kabul etmek zorunda kalacagi umuluyordu.»
Yunanlilarin
bu plan pesinde kostuklari günlerde Garb Cephesi'nin Refet Bele Pasa kumandasindaki
Güney Cephesi kaldirilmis olup Garp Cephesi birlikleri tamamen îsmet (înönü) Pasa
eline verilmistir.
îsmet
înönü hakkinda «îkinci Adam» adiyla üç cilt kitap yazan Sevket Süreyya Aydemir,
Altintas bozgunundan îsmet Pasa'yi temize çikarmak gayretiyle bazi rakamlar verip Yunan
kuvvetlerinin çoklugundan bahsederse de, o günlerde Garb Cephesi yeniden kurulan ve
baska cephelerden kaydirilan birliklerle takviye edilmis olup îzzeddin (Çalislar),
Kemaleddm Sami, Ayici Arif, Deli Halid Pasa gibi degerli kumandanlar ismet Pasa
emrindedir.
Yunan Taarruzu
Yunanistan'in
tasarladigi taarruz planinin tatbikine adeta bütün devlet erkani katildi. Krali,
Basbakani, Genelkurmay Baskani, Bakanlardan bazilari hep Anadolu'ya geçti. Ve Kral
Atina'dan ayrilmadan evvel bir beyanname yayinladi!.. Diyordu ki, Kral bu beyannamede:
Altintas
Bozgunu'nda sol cenahimizm çökmesiyte sehid düsen Kurmay Yarbay Nazim Bey.
Ordunun
basina geçmek için hareket ediyorum. Asirlardanberi Yunanliligin mücadele etmekte
oldugu o topraklarda, mukaddes zafere dogru karsisinda durulamaz bir sekilde ilerleyen
irkimizin muharebelerini taçlandiracagiz. Bugün, bu vilayetlerdeki hakimiyyetimiz, eski
zamanlardaki cedlerimiz gibi en yüksek hürriyet, müsavat ve adalet ideallerinin
gerçeklesmesini saglayacakti.
Böyle
taçlandirilacak savaslar sayiklayan Yunanlilar'in taarruzu 10 Temmuz 1921 günü baslayip
25 Temmuz'a kadar araliksiz on bes gün devam etti. 16 Temmuz günkü Yunan taarruzunda
sol kanadimiz bozulup ordumuz büyük bir tehlikeye maruz kaldi. Bu arada orduda pek
sevilen Kurmay Yarbay Nazim Bey sehid düstü ve cenazesi Ankara'ya götürülüp büyük
merasimle kaldirildi. Garb Cephesi Kumandani îsmet (înönü) Pasa da, bu savaslardaki
ilk geri çekilme emrini sol kanadin bozulmasini müteakib verdi!. Bu geri çekilme 17,
18, 19 Temmuz günleri de devam etti. 21 Temmuz günü Eskisehir'i geri almak gayesiyle
yapilan taarruzumuz bir netice vermedi. Ve nihayet birliklerimiz 25 Temmuz aksamina kadar
Sakarya gerisine çekildi. Cephe karargahi da, 24 Temmuz'da Polatli'ya nakledildi.
Millî
Mücadele'yi pek nazik bir noktaya getiren Altintas Bozgunu budur... 1522 sehid, 4714
yarali verdigimiz bu bozgundan sonra simaran ve «Türk birliklerinin geriye kalanlarinin
da tamamen dagilmasi çok sürmeyecektir» diye beyanat veren Yunan askerî erkani,
Altintas Bozgunu'ndan hemen sonra Sakarya'da korkunç bir maglubiyete ugrayacak ve biz
Büyük Zafer'e dogru esasli bir adim atacagiz.
Ancak,
Sakarya Meydan Muharebesinde, îsmet (înönü) Pasa «fiilen yoktur»!. Yanlis sevk-ü
idaresiyle Altintas Bozgunu'na sebeb olan îsmet Pasa, Sakarya Savasi'nda da. bir tahta
sandalye üstünde uyuya kalmistir!.
Bozgun Olayi Meclisde
Altintas
Bozgunu'nun ne derece mühim oldugunu ve aci neticesiyle nelere sebep oldugunu tesbit
bakimindan hemen kaydedelim ki, Büyük Millet Meclisi 23 Temmuz 1921 günü ilk üçü
gizli olmak üzere dört celse akd' etmis ve bu gizli görüsmelerde «rengi uçmus, feras
olmamis, kimbilir kaç gündür uykusuzluktan gözlerinin etrafi halka halka, elbisesi toz
toprak içinde perisan kiyafetle» kürsüye çikan îcra Vekilleri Reisi (Basbakan) ve
Erkan-i harbiye-i Umumiye Reisi (Genel Kurmay Baskani) Fevzi (Çakmak) Pasa, o günlerdeki
aci durumu söyle anlatmistir:
«
Arkadaslar! Tarihî günler yasiyoruz. Yunanlilar'm çok üstün kuvvetle yaptiklari
taarruza karsi asker ve subaylarimiz insanüstü bir gayretle kahramanca çarpistilar.
Harb çok kanli oldu. Agir zayiata ugradik. Biz sehir, bölge harbi yapmiyoruz, hedefimiz
nihaî zaferdir. Ordumuz stratejik bakimdan en müsait yerde harbe devam edecektir.
Askerî noktadan en emin yerde harbedecegiz. Hükümetimiz namina Ankara'yi bir hafta
zarfinda tahliye etmeye, hükümet merkezini Kayseri'ye nakletmeye karar verdik. Simdiden
hazirliga baslamanizi rica ederim.»
Fevzi
Pasa'nin bu izahati Meclis'de «top gibi patlamis», pek çok milletvekili kürsüye gelip
konusarak «açik, gizli ne varsa hepsi 'ortaya dökülmüs», «Orduyu bu hale getiren
kumandanlari cezalandirmak» teklifi ortaya atilmis, bütün bu konusmalardan sonra tekrar
söz alan Fevzi Pasa:
«
Memleket müdafaasinda tamamen sizinle ayni fikirdeyim. Staretejik kumanda hatasina
gelince, Erkan-i harbiye-i Umumiye Reisi olmakla bizzat ben mes'ulüm. Hiçbir kumandan
bundan mes'ul tutulamaz. Vereceginiz cezayi sahsen simdiden kabul ettigimi arzederim»
demisse de, Meclis'deki umumî kanaat «Fevzi Pasa'nin hiçbir kusuru olmadigi»
yolundadir. Biina ragmen bu konusma, bir yumusama havasi dogurmus ve bu mevzuda kimse söz
alip kürsüye çikmamistir. Neticede, cepheye
Garb / Bati
Cephesi Kumandani Ismet (inönü).
Meclis'den
bir hey'et gönderilmesi, Ankara'nin müdafaasma hazirlanilmasi, Meclis çalismalarina
araliksiz devam edilmesi ve bazi evrakin Kayseri'ye naklinde hükümetin serbest oldugu
yolunda, karar alinmistir.
Meclis'in
cepheye gönderdigi on dört kisilik hey'ette Dr. Riza Nur.da vardir. Riza Nur cephedeki
tetkikattan sonra yazdiklanyla hatiratinda Ismet Pasa'yi pek fena hirpalamistir!.
Ali Fuad
(Cebesoy) Pasa ise, Altintas Bozgunu'ndan sonra Mustafa Kemal Pasa'ya sorar:
« Eger
düsman Kütahya ve Eskisehir civarinda yenilmis olsaydi, netice ne olurdu?.»
Mustafa Kemal
Pasa'nin cevabi mühimdir. Der ki:
« Bu
takdirde, lehimize bir baris anlasmasini Batililara kabul ettirmek belki daha evvel
mümkün olabilirdi.
Nitekim,
Sakarya zaferinden sonra Batililarin ileriye sürdükleri sartlar, mesru ve hakli davamizi
te'min edecek mahiyyette olmamakla beraber, birkaç defa bize mütareke ve müsalaha
teklifinde bulunmuslardir.»
Fevzi
(Çakmak) Pasa'nin söyledikleri ise acidir!. Ankara'daki Ziraat mektebinde bulunan
dairesinde, basini iki elinin arasina almis yeis içinde düsünen Fevzi Pasa'ya sorulur:
« Pasa,
ne haber?.»
Fevzi Pasa
üstü haritalarla dolu masasindan basini kaldirarak» cevap verir:
«
Ismet, eline verdigim gül gibi kuvvetleri mahv ve perisan etti!.»
Halide Edib
Adivar'da, o müdhis bozgundan bahisle der ki:
«
Eskisehir'den döndükten sonra karargahta bir saat kadar çahstim. Sonra eve gitmek için
Dr. Adnan (Adivar)'i ararken, sesini duydugum bir odaya girdigim vakit, Mustafa Kemal Pasa
ile konustugunu gördüm. Ikisi de, odanin ortasinda ayakta duruyordu. Pasa'nin yüzü
sapsari idi. Iç ayaklanmalarin en kötü günlerindeki kadar endise içinde idi.
Içeri
girdim, el sikistiktan sonra, bu durumdan ne kadar müteessir oldugumu söyledim. Bana,
bir fincan kahve içip, Eskisehir'de dövüsen Ismet Pasa'dan gelecek haberleri beklememi
söyledi. Oturdum. Nihayet neticeyi ögrendik.
Mustafa Kemal
Pasa, yaverin durmadan getirdigi haberlerin hepsine sögüyordu. Nihayet sabah oldu.
Mustafa Kemal Pasa:
«
Ismet, Eskisehir savasini kaybetti» dedi. Altintas Bozgunu, sayfalarimizin müsaadesi
nisbetinde aydinlatmaya çalistigimiz gibi Millî Mücadele'nin pek mühim bir safhasidir
ve görüldügü üzere tamamen Ismet (Inönü) Pasa aleyhinedir!.
Kaynak: Mustafa Müftüoglu, Yalan söyleyen
tarih utansin, cilt: 10
Hazirlayan: Muhammed Faruk
