Daha geçen asrın sonlarına kadar batıda bazı ülkelerde, erkeğin kendi eşini satmasının kanunen meşru olduğunu biliyor muydunuz? Bunun batıda gayet normal bir şey olduğu ileriki satırlar okununca daha iyi anlaşılacaktır.
Evet, daha düne kadar batıda erkek kendi hanımını rahatlıkla bir eşya gibi satıyordu. Bu satış kanuni olunca elbette belgelemek gerekir. Böylesi belgelerden birisine şöyle bir göz attığımızda; Henry Cook isminde bir şahsın karısı Surreyi İngiltere’de 1 Schillinge John Earl isminde bir şahsa satışını görsek o an nasıl bir tavır sergileriz. Tabi ki o an hayrete düşeriz. Çünkü, batıda kadın; hür, çağdaş, özgür ve erkekle eşit durumda olduğu bilinir.
Başka bir ifade ile, Ahmet isminde bir şahsın, Hasan isminde bir şahsa 20 dirheme Mısır’da, Türkiye’de, Irak’ta veya diğer İslam memleketlerinin herhangi bir yerinde karısını sattığını duymuş, yazmış veya görmüş olsaydık tavrımız ne olurdu? Tabi ki bir şaşkınlık hasıl olmayacaktı. Çünkü, İslam’da kadın, kocasının kölesi, her yerde ezilen, her haktan mahrum, dört duvar arasına sıkışmış zavallı mahluk olarak bazıları tarafından senelerdir dünyaya lanse edilmekte değil midir?
Her memlekette İslam’da kadının yeri ile batıdaki kadının yerinin ne kadar birbirine zıt bir durumda olduğunu gösteren münakaşaların sık sık yaşandığını görmekteyiz. Onlar İslam’da kadının yeri hakkında şöyle bir kanaate varmaktadırlar.
Devamını okuyun "Kadının Batıdaki Yeri-1"


