Elhamdü lillâhi hakka hamdihî, nahmedühû bicemîi mehàmidih… Lehül-hamdü kemâ yenbağî licelâli vechihî ve liazîmi sultànih… Ves-salâtü ves-selâmü alâ hayra halkıhî tâci ruûsina seyyidil-evvelîne vel-âhirîne muhammedinil-mustafâ… Ve âlihî ve sahbihî ve men tebiahû biihsânin zevis-sıdkı vel-vefâ… Emmâ ba’d:Aziz ve muhterem kardeşlerim!..
Allah-u Teàlâ Hazretleri kandilinizi mübarek eylesin… Gecenizi feyizli eylesin… Hayırlı ibadetler yapmağa muvaffak eylesin…
Hicret-i nebeviyyeden bir sene sekiz ay kadar önce, daha Peygamber SAS Efendimiz Mekke-i Mükerreme’de iken, bir Receb ayının 26’sını 27’ye bağlayan gecede, Peygamber SAS Efendimiz’i Allah-u Teàlâ ve tekaddes Hazretleri, her şeye kàdir olan Mevlâmız, bir gecede Mekke-i Mükerreme’den Kuds-ü Şerif’e götürdü. Bismillâhir-rahmânir-rahîm:
(Sübhànellezî esrâ biabdihî leylen minel-mescidil-harâmi ilel-mescidil aksallezî bâreknâ havlehû linüriyehû min âyâtinâ, innehû hüves-semîul-basîr)
Biliyorsunuz, biz bir şeye şaşırdığımız zaman, hayret ettiğimiz zaman, –büyüklerimiz öyle öğretmişler, Allah hepsinden razı olsun, kabirleri pürnûr olsun– Sübhànallah deriz. Dikkat edilirse bu ayet-i kerime de Sübhànellezî diye başlıyor.
Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin şanı, her türlü noksandan münezzehtir. Allah-u Teàlâ Hazretleri her türlü kemâlât ile muttasıftır. Her türlü gücün kuvvetin sahibidir. Her türlü ilmin sahibidir. Her şeyden haberdardır. Her şeyi bilir, her şeyi görür, her şeye gücü yeter. Her şey ondandır, nasıl dilerse öyle yapar. Kàdir-i mutlaktır. Lâ yüs’elü ammâ yef’al’dir.
Hiç kimsenin hatırına, hayaline gelmeyecek bir şekilde, Peygamber SAS Efendimiz’i, Ebû Tàlib’in mübarek kızı Ümm-ü Hànî Hazretleri’nin evinden, veyahut Kâbe-i Müşerrefe’nin yanından bir gecede, Mekke-i Mükerreme’den Kuds-ü Şerif’e götürdü. Binlerce kilometre mesafe öteye…


