Millet olarak, bitirmekte olduğumuz yüzyılımızın en büyük felâketlerinden biriyle karşılaştık. Önce 17 Ağustos saat 03.02’de İzmit, Gölcük, Yalova, Adapazarı, Eskişehir 7.4’lük; daha sonra da Bolu, Düzce ve Kaynaşlı civarı 7.2’lik büyük birer depremle sarsıldı. Milletçe acılara boğulduk. Binlerce insanımızı ebedi âleme uğurladık. Binlerce insanımız evsiz barksız kaldı. Büyük kentlerimiz harabelere dönüştü. Kimi çocuklar öksüz, kimileri yetim kaldı. Maddi kayıpların kesin hesabını çıkarmak imkânsız. Depremin oluşturduğu sarsıntı ve ruh bunalımı ise hâlâ sürmekte. İnsanlar, tabiat ve felâketler karşısında ne kadar aciz ve çaresiz kalabileceklerine bir kez daha şahit oldular.
Dünyanın her yerinden değişik dinlere ve farklı kültürlere mensup insanlar, sırf insanî mülâhazalarla insanımızın yaşadığı bu dram karşısında harekete geçip ve depremde zarar görenlere bir katkıda bulunabilmek için öbek öbek ülkemize akın ettiler. Bu davranışlarıyla insanlık ailesinin cevherinde aslolanın, sevgi ve merhamet olduğunu; kin ve düşmanlıkların ise gerçek karşısında kaybolmaya mahkum olduğunu gösterdiler.
İnanıyoruz ki kudretinin büyüklüğüne bir kez daha şahit olduğumuz Yüce Allah, insanlara merhametini bir kez daha tecelli ettirecektir. O, ateşe, Hz. İbrahim’i serin ve esenlikte tutması emrini verdiği gibi,1 en şerefli varlık olarak yarattığı ve kendi ruhundan üflediği2 insanoğlu için de, kendilerini binlerce yıl kucaklayan ve yedirip içiren yeryüzüne “sakin ol” emrini verecektir.
Devamını okuyun "İslami Bakış İle Deprem Tokadı.."


